Gösterim: 1851 - Yazar:
pervane - Ağustos 03 2010 00:37:58
Bir zamanlar önümde, eski bahçeler vardı
Şimdi artık önümü, yorgun besteler sardı
Sabahım ışıklarla, şifasını dökerken
Gül bile başını, çiylerle bükerken
Istırabı taşıyan, inleyen bülbülümdü
Gördüğüm bu serâbım, zamansız ölümümdü
Ruhum kızıl ufuktan, şimdi medet bekliyor
Beni vuran dalgalar, derde dert ekliyor
Diyorlar ki bana, mesafeler hep aynı
Nedendir çınlamalar, inlemeler hep ayrı?
Bu dünya değil midir, uçup giden bir buhar?
Niçin öyleyse sende, kanatlanmak var?
Bitimsiz sorulara, ömrümle cevap verdim
Kalpteki sancılara, kahrımla cevap verdim
Yüreğimde uzayan, bir hayale ağlarken
Eski bahçeler içimi, düşlerimle dağlarken
Can dediğim ruhumu, Hakka teslim etmeden
Çırpınan hatıralar, hayalimden gitmeden
Aynamın sularında, gözlerimi yıkadım
Bir umut çiçek açtı, hüzünleri tıkadım
Bahtiyar bütün düşler, hep önüme geldi
Gözlerimde biriken, saadet yüklü seldi
Olsun artık bahçemde, gülün rengi simsiyah
Yetişecek kalbime, hüzün yüklü bir segâh
Uyu artık gözlerim, açıldı renkli perde
Aramıştım hep seni, o eski bahçelerde
Hicranlı düşüncenin, beyaz gölgesindeyken
Hiç bitmeyen şarkımın, kırık güftesindeyken
Mazimin yağmurunu, sancılarla topladım
Bu hüzünlü günleri, ağrılarla topladım
Hep ağlıyor saatim, kalpte açan baharla
Geçiyor bütün ömrüm, yanık hatıralarla
Ey Pervâne bugün de, bak tutuştu bahçeler
Şimdi eski bahçeler, bir bilinmez yerdeler
Uzaklardan Sevgilerle...Basarilar /Tebrikler